Merhabalar! Bu yazımızda sizlerin huzuruna henüz birkaç hafta önce çıkmış olan V Rising oyunun ön incelemesi ile çıkıyoruz. Oyun hala erken erişim aşamasında olduğu ve bu nedenle geliştirilme süreci devam ettiği için incelemenin “eleştirel” bölümlerinde ağır eleştiriler bulunmayacağını şimdiden belirtiyim.
Oyunun teknik durumunu kısaca özet geçtiğimize göre V Rising’in tanıtımına başlayalım. Zaten halihazırda sürekli güncellemelerle desteklenen bu oyun, bana kalırsa son yılların en kendine bağlayan ve tekrara düşmeden (ve tekrara düşse bile sıkmadan) kendini oynatabilen nadir oyunlarından biri. Kendi adıma bu tarz izometrik, açık dünya ve hayatta kalma ögelerini içeren oyunlarla pek aram yoktur. Aynı zamanda bilinen vampir temaları oyunların neredeyse hepsini oynamış olmama rağmen hiçbiri bana hitap etmemişti. Fakat V Rising resmen benim aradığım oyunmuşçasına keyif alacağım tüm detayları birleştirip tek bir çatı altında toplamış ve bana “bak bu senin yıllarını yok edecek seviyede bağlanabileceğin bir çok oyunculu vampir oyunu” demiş gibi hissettirdi. Mekanikleri, grafik stili, oyuncuya sunduğu özgürlük hissi, kullandığı sanat tasarımı vb. tüm özellikleri resmen oyuncunun ilgisini daha fazla ne kadar çekebiliriz diyerek tasarlanmış.
Stunlock Studios tarafından geliştirilen ve yayınlanan V Rising, geliştirici stüdyonun ikinci oyunu. İlk oyunları muhtemelen çoğunuzun bildiği bir MOBA olan Battlerite. Diğer yandan yayıncının daha öncesinde geliştirdiği aynı stilistik görsellikte farklı küçük çapta oyunlar da var. Ancak pek çoğunuzun umursamayacağını düşünerek onları es geçiyorum. Diğer oyunları olan Battlerite da aslında azımsanmayacak ölçüde bir oyuncu sayısına sahip bir MOBA oyunu. Ancak belli ki stüdyo, RİOT Games misali artık yeni oyunlara yelken açmanın zamanı geldi diyerek incelemenin konusu olan oyunu yapmak için kolları sıvamış. İyi ki de böyle bir riski almışlar. Yoksa bizi bu yapımdan mahrum bırakacaklardı. Bu kadar övdüğüme göre artık bu oyunun gerçekten nasıl çalıştığına ve ne gibi detaylar barındırdığına geçebiliriz.
İlginizi çekebilir: Twelve Minutes İnceleme
İncelemenin ilk bölümünde hikaye kısmına değinmek istedim. Çünkü zaten bu tarz oyunları oynayan kitlenin tahmin edebileceği üzere hikaye tamamen süs amaçlı veya daha hafif tabirle sizi oyuna hazırlamak için konulmuş. Hikayemiz, “The Great War” yani Büyük Savaşın başlaması ile Dracula’nın insanların bütün topraklarına hakim olması ve vampirlerle birlikte insan ırkını yok etme çabası ile başlıyor. Bu savaştan sonra vampirler Dracula tarafından hakim olduğu toprakların ücra köşelerine terk ediliyor. Vampirler gündüzleri yok olmaya mahkum oldukları için ışıksız yaşayabilecekleri alanlarda bulunuyor ve kendilerince duruma isyan ediyorlar. Diğer yandan insanlar da mistik bir güç sayesinde savaşın onlar için henüz bitmediğini duyurmak adına ışığın gücü sayesinde bir bir vampir avlamaya başlıyorlar. Bu sefer tam tersi şekilde yok olmaya yüz tutan vampirler kalan son güçleri ile kendilerini insanların giremeyeceği bir bariyerin içerisine hapsediyorlar.
Bu bariyer içerisinde de asırlarca uyuyorlar. Ancak uyku halindeki vampirlerin bariyerlerinin gücü yüz yıllar boyunca yavaş yavaş azalıyor. En sonunda insanların keşif yapabilecek duruma geliyor. Bununla beraber insanlar, bariyerin içerisinde bulunan kara büyüleri etkin hale getiriyor. Kara büyülerin etkin hale gelmesi ile vampirler tekrar bir uyanışa geçiyor. Artık kendi yarattığınız karakterinizle birlikte insan avına çıkabilir, yaratıklar kesip kendinize yeni ekipmanlar yaratabilir ve en önemlisi de insan ırkının sonunu getirebilirsiniz!
Hikaye aslında tamamen bu kadar. Oyun, içerisinde olan küçük detaylarla tabii ki oyuncuya yeni hikaye parçacıkları veriyor. Ancak bu hikaye parçaları çok oyunculu ve tamamen hikayeden bağımsız ilerleyen bir oyunda kimsenin umurunda olacağını sanmıyorum. Zaten bu tarz oyunlarda hikaye sizi oyuna hazırlamak için verildiğinden bunu bir eksi olarak görmek adaletsizlik olur. V Rising, yapması gerektiği şekli ile oyuncuya küçük de olsa bir amaç vermeyi başarıyor ve bu da bence yeterli.
Oyun en çok öne çıktığı yönlerini anlatacağımız bölüme geldik. İlk olarak vuruş hissi böyle bir oyun için gayet yeterli. Bir cisme hasar verdiğiniz anda gözleriniz kapalı olsa bile bunu seslerin yardımıyla hissedebiliyorsunuz. Aynı zamanda tam tersi şekilde sesleri kapattığınızda da yarattığı görsellik ile size verdiğiniz hasarın tokluğunu hissettiriyor. Yeteneklerin de aynı şekilde verdiği hasarlar ile tabiri caizse “Ubisoft oyunları” gibi rezil hissettirmemesi o yeteneğin gerçekten bir işe yaradığını size yansıtması mutluluk verici. Üstelik oyunun düşük bir bütçeyle geliştirilmiş olması da takdiri hak ediyor.
Özellikle son zamanlarda oynadığım Immortal Fenyx Rising ile karşılaştırınca (bahsettiğim oyun RPG olmasına rağmen) resmen bir şaheser oluveriyor V Rising. Oyuna ilk başladığımızda temel olarak kullanımımıza sunulan 4 farklı yetenek bulunuyor. İlki kendi geliştirdiğimiz saldırı eşyaları veya direkt pençelerimiz ile temel saldırı yapmak. Diğerleri ise “R” tuşu ile kullanabildiğimiz uzun menzilli bir büyü saldırısı, “C” tuşu ile kullandığımızda tarafımıza bir saldırı olursa patlama hasarı veren bir büyü, son olarak da boşluk tuşu ile bizi istediğimiz yöne doğru kısa mesafeli ışınlamaya yarayan bir yetenek.
Anlattığım şekli ile sizlere çok basit bir yetenek sistemi var gibi gelebilir. Ama oyunun ilerleyen safhalarında sizi gerçekten çok daha dövüş ağırlıklı ve karmaşık bir yetenek ağacı bekliyor. Olması gereken oynayış stilimiz ise sürekli düşmanlarımızı öldürüp onların kanıyla hayatta kalmak ve vampir dünyasını genişletmek. Karşınıza oyun boyunca iskeletler, insanlar, hatta bazen vampirler bile çıkacak! Yani anlayacağınız oyundaki kimseye dostunuz gibi bakmayın. Yoksa bir anda kendinizi filmlerdeki intikam senaryolarından birinin içinde bulabilirsiniz. Ayrıca oyunda vampirlerin temel olarak ölümüne yol açan güneş ışınlarından kaçınmanız gerekiyor. Bunun gibi oyuncunun dikkat etmesi gereken bolca detay oyuncunun gözüne sokulmadan tamamen oyunun gelişimi sırasında karşılaşılacak şekilde bırakılmış. Bunların dışında oynanış konusunda oyunun erken erişim safhasında pek geliştirileceğini sanmıyorum. Çünkü zaten geliştiriciler kendi içinde eğlenceli ve tutarlı bir karışım yakalamayı başarmış.
İlk olarak oyunun grafiklerinin hem ne kadar stilistik bir sanat eserinden fırlamış gibi durmasına hem de ne kadar basit tasarlanmış gibi bir havaya bürünmesinden bahsetmek gerek. Muhtemelen geliştirici stüdyo çalışanları hem ucuza mal olacak hem de güzel görünen bir grafik stili geliştirip oyunu o şekilde göstermeye karar vermişler. Bu kararın sonucunda da böyle bir görsellik ortaya çıkmış. Güneşli alanlarda göze çok güzel gelen görselliğin yanında, bazen resmen oyunun kapkaranlık olduğu anlarda görsellik sanki bir sulu boya tablosuymuş gibi dağılıyor. Yanlış anlaşılmasın oyunun görselliği hiçbir anda rezaletmiş hissi vermiyor. Yani benzeri bir oyundan örnek vermem gerekirse “Rust” gibi kesinlikle değil. Orda geceleri oyunda bir şeyler görebilmek için bilgisayarın gamma ayarlarıyla oynamamız bile gerekebiliyordu.
Mini harita sistemi tam olarak kullanıcı dostu tanımının fiziksel karşılığı olmuş. Özellikle sizin daha önce geçtiğiniz yerleri işaretlemesiyle çoğu oyuncunun yaşadığı ikilemi yok etmiş ve bu şekilde acayip bir zaman kazanımı sağlamış. Ayrıca insanın gözüne sokmadan solgun bir renk paleti ile mini haritada önemli noktaların gösterilmesi de gayet yararlı olmuş (geliştiriciler vampir temasından ötürü kaotik bir görünüm kazandırmak için de yapmış olabilirler ama ne olursa olsun oyuncular için göz yormadan göstermeyi başarmışlar).
Karakter yaratımında ise tıpkı menüde ve oyunun diğer tüm arayüz sisteminde olduğu gibi biz oyuncuları aşırı basit bir panel karşılıyor. Sadece karakteriniz için seçtiğiniz sakal çeşidinin ve yüz şeklinin rengini belirleyebilmek biraz sinir bozucu. Bu konunun kesinlikle oyunun asıl çıkışından önce geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca bazı sakal çeşitleri ile oyuncunun seçtiği yüz şekillerinden bazıları resmen hatalı şekilde birleşiyor. Bunun üzerine de kesinlikle yoğunlaşmaları lazım. Bunların yanında oyunun oyun içi hatalar ve optimizasyon gibi teknik hatalarının sıfıra yakın olması da böyle bir oyun için mutluluk verici. Sadece grafiklerin tüm özelliklerini en yüksek seviyeye ayarlarsanız bazen anlık takılmalar olabiliyor. Ancak erken erişim safhasında olan bir oyun için bu durum göz ardı edilebilir.
Sonuç olarak V Rising’in erken erişim versiyonu için son derece olumlu görüşlere sahibim. Birkaç küçük hatası olsa da başından sonuna kadar yağ gibi akan bir oyun. Alın, oynayın, oynattırın!
The Elder Scolls V: Skyrim oyun tarihinin gördüğü en deli fan kitlesine sahip oyunlardan biri.…
Geliştirici stüdyo Bethesda Softworks’ün dünya üzerinde bulunan tüm konsollara, bilgisayarlara ve mobil platformlara port ettiği…
Coffee Stain Studios’un geliştirdiği ve yıllardır erken erişim halinde Steam üzerinden satılan oyunu Satisfactory, resmi…
Astrobot markası, bir önceki konsol olan PlayStation 4’te olduğu gibi PlayStation 5 için de bulmaca…
Özellikle Türk oyun severler tarafından oldukça saygı duyulan oyun firmalarından olan CD Project Red, 2015…
Aylarca hatta bazı oyun severler için yıllarca süren mistik bekleyişten sonra sonunda Sony PlayStation 5…