Tahta oyunlarını hepimiz biliriz. Teknolojinin ilerlemesi ve sosyal bağların zayıflamasıyla giderek bu oyunlara ilgi azalmış olsa da hala pek çok kişi gerek partilerde, gerek aile arasında ve diğer topluluklarda bu tür oyunları oynamaya devam ediyor. Tahta oyunlarının klasiği olan “Monopoly” ise her yıl farklı türden bir oyununu sevenlerine sunuyor.
İşte aile içi veya gruplar arasındaki sosyal bağları kuvvetlendiren bu oyunlar da teknolojiye “kurban” oldu diyebiliriz. Bizim ülkemiz, bu duruma sanal ortamdan okey veya tavla oynayarak çoktan alıştı aslında.
İşte tahta oyunlarını, sanala uyarlamanın bir ürünü; hatta ve hatta en çok tutanlarından biri karşınızda: Business Tour!
Oyunun mantığını zaten anlatmama gerek yok. Herkes az çok biliyordur. Bense bu oyunu uzun süredir oynamamdan dolayı fark ettiğim bazı şeylerden bahsedeceğim. İlk olarak şunu demeliyim ki oyun buglu. “Nasıl ya?” diye soran olacaktır oynayanlar arasında. En basitinden bir örnek verecek olursam: 2 oyundan 1’inde bir kişi “Dünya Şampiyonaları”na gidecek olursa ardından başka bir kişi de gidiyor. Bu hiç şaşmaz ve mutlaka olan bir şeylerden biri. 2 oyundan 1’inde, hatta 3 oyundan 2’sinde buna rastlamanız çok olası.
Bu dediğimin yanında daha pek çok bug mevcut. Oyun kimi zaman ya sizi, ya da rakibinizi kazandırmak için uğraşıyormuş gibi gelebiliyor. Tek atışta iki zarı da aynı atma ihtimaliniz gerçek hayatta 1/36’dır. Fakat bu oyunda art arda 3 kez bile çift zar atabilirsiniz. Tabii ki oyun bu bugu (ya da hileyi) biliyor olacak ki 3. çift zarda, zarı atan kişiyi direkt olarak “Issız Ada” dediğimiz bölgeye yolluyor. Yani bir çeşit ceza veriyor.
“Madem öyle buglu bir oyun, neden oynuyorsun ki?”
Bunun cevabıysa işte oyuncuları bu oyunu oynamaya iten şey. Doğru taktik ve satın alımlarla buglar size zarar veremiyor. Şöyle ki; bu oyun her ne kadar bir zar ve dolayısıyla şansa bağlı olsa da özünde bir taktik ve kriz yönetimi yatmakta. Çok abartıyor gibi görünebilirim fakat durum cidden bu! Her önünüze geleni satın almayıp, gaza gelip rakibe küçük bir şehir için bütün paranızı vermezseniz en kolay taktiği uygulamış olursunuz. Fakat tabii ki oyun sırasında bu ve bunun gibi pek çok şeye kafa yormayı beceremeyebiliyorsunuz. Aynı zamanda şans faktörü de etkiliyor ve kaybedebiliyorsunuz.
İşte bu oyunun özeti budur arkadaşlar. Monopoly’nin “taraflı olabilen” versiyonu. Zaman geçirmek içinse bire bir! Arkadaşlarınızla girdiğiniz sürece muhabbetinize zevk katabilirsiniz, zira; arkadaşlarınızla muhabbetiniz gerçekten iyiyse saatlerce eğlenmeniz mümkün.
Asıl Can Alıcı Nokta!
Bu kısım size çok can alıcı gelmeyebilir fakat Steam Topluluk Pazarı’na ve orada eşya alıp satmaya düşkünseniz ilginizi çekecektir. Bunu biraz da uyarı olarak yazıyorum. Ben ettim, siz etmeyin arkadaşlar!
Bu oyunda şansınıza bağlı olarak kasa düşürmeniz mümkün. Ben şu ana kadar iki tür kasa düşürüm; biri 3,50 TL, diğeri 7 kuruş civarındaydı. Kendimi tutamadım ve pahalı olan kasayı satmak yerine 1 dolara aldığım (evet steam kuruyla 🙁 ) anahtarla açtım. Çıkan şey berbat ötesiydi. Size tavsiyem hiçbir şekilde bu ayağa girmeyin. Başta da belirttiğim gibi daha zar sistemi bile bugsuz olmayan bir oyundan kasa açarak düzgün şeyler çıkarmayı beklemeyin.
Peki, bunca şeyin ardından oyunu övdüm mü, gömdüm mü? Bence pek gömemedim. Eğer ki zaman geçirmede, eğlenmede ve her şeye rağmen o Monopoly hissini yaşatmada küçük bir eksiği bile olsaydı gömerdim. Fakat eğrisiyle, doğrusuyla steam üzerindeki en iyi ücretsiz oyunlardan biri bu arkadaşlar.
