Bu hafta Spor Dünyası ile 1 Saat programında Doğancan Gür’ün sorularını Türkiye Espor Federasyonu Başkanı Sayın Alper Afşin Özdemir cevapladı.
Türkiye Gençlik Vakfı (TUGVA) bugünkü konuğu Türkiye’deki en yetkili kişi olan Türkiye Espor Federasyonu Başkanı Sayın Alper Afşin Özdemir’di.
Doğancan Gür Kimdir?
Doğancan Gür, 1989 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölümü’nden mezun oldu. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler yüksek lisans programını tamamladı. Kürek alanında spor hayatına başlamış ve Türkiye Şampiyonu olmuştur. Milli sporcu olarak çeşitli başarılar elde etmiş. TÜGVA İstanbul‘da spordan sorumlu il başkan yardımcısı.
Herkes sporu biliyor, peki espor nedir?
Aslında en kolay anlatımı sporun dijitalleşmesi, bir dijital oyunu rekabetçi ortamda oynadığınız zaman espor oluyor. 2000’li yılların başından itibaren aslında hem dünyanın hem de ülkemizin gündeminde. Özellikle geçtiğimiz son 4-5 yılda ciddi yol katetti. Bizde yaklaşık 2 yıldır TESFED olarak esporun Türkiye’deki gelişim noktasında fayda sağlamaya çalışıyoruz.
2019 verilerine göre 2 bin lisanslı esporcu var bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Bu sayı gitgide artıyor. Aslında amatör olarak sporcu sayısı bunun çok daha üzerinde. 2019 yılında yaptığımız TESFED Vodafone Freezone Türkiye Kupası ilk etkinlik oldu. Çok ciddi katılımla karşılaştık. Özellikle final müsabakasında 300.000 tekil izleyiciye ulaştık. Bunlar bizim için çok motive ediciydi. Gelecek projeler için bu rakamlar bizi heyecanlandıran rakamlardı. Şu anda da çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sosyal mesafe sebebiyle çok doğal olarak bütün spor branşlarının durduğu dünyada esporun aslında geliştiğini ve zaten büyümekte olan ivmesinin daha da arttığını görmekteyiz. Bu doğrultuda biz de gençlerimiz, çocuklarımız daha çok evde kalsın diye bu süreçte yeni etkinlikler hayata geçirmeye başladık. Şuan da düzenlediğimiz TESFED EvdeKal Kupası da bunun en güzel örneği.
Her oyun espor oluyor mu?
Aslında bir dijital oyunun espor olup olmadığını bizler belirlemiyoruz. İzleyici, kitle reklam veren, diğer tarafta da bu oyuna gösterilen talep. Bunların hepsinin bir araya gelmesi o oyunun espor olup olmadığını gösteriyor. Bugün baktığınızda espor olarak adlandırabileceğimiz 10 oyun varsa 5 yıl sonra belki 50 oyundan bahsedebiliriz.
Espora büyük bir yatırım var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok olumlu görüyorum. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu tarafıyla iletişim halindeyiz. Aslında baktığınızda espor bir çok manada diğer spor branşlarına faydası var. Yani bugün başarılı bir otomobil sporcusu olmak isteyen bir arkadaşımız aslında kariyerini espor üzerinden kurgulayabilir. espor üzerinden kurguladığı noktada aslında maddi, manevi bir çok avantajı var. Bir kere maddi tarafta bugün artık simülasyon ortamında gerçek sahada yansıtılanın %99.9’u aynı şekilde yansıtılıyor. Burada bir kaza riskiniz yok, ölüm riskiniz yok, herhangi bir şekilde mazot gideriniz yok. Simülasyonun başında aynı ortam birebir sağlanabilmekte. Örneğin Cem Bölükbaşı iyi bir örnek. Bunların ben artacağını düşünüyorum.
Türkiye’de esporun durumu nedir?
Dünyada yaklaşık 200 milyar dolarlık bir pastadan bahsediyoruz. Esasında espor algısı ve popülerliği şu an oluşturduğu ekonomik hacimden çok daha ötede. Ülkemize döndüğümüzde 1 milyar dolarlık bir oyun pastasından bahsediyoruz. Espor bu pastanın bir dilimini oluşturuyor. Bu bir dilim her geçen gün daha da büyüyor daha da büyüyecek. Bugün aslında herhangi bir spor dalında ne görüyorsak; koçluk, oyunculuk, menajerlik, analistçi, teknik direktörlük ne adlandırıyorsak bunların hepsi esporda ya var ya da olma aşamasında. Belki de futbolu,n basketbolun, voleybolun 50 yılda geldiği noktaya 3-4 yılda geleceğiz. Çok kısa zamanda bu rakamların çok daha yukarı çıkacağını düşünüyorum.
Steam verilerine göre 23 Mart’tan itibaren aktif oyuncu sayısı 23 milyona dayanmış.
Sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz noktada, gençlerimiz zaten özellikle 20 yaş altının sokağa çıkma noktasında bir engeli bulunuyor, doğal olarak tabi ki bu süreçte oyun oynama, espor ile daha çok ilgilenme vakitleri bulunuyor. Zaten dediğim gibi yükselen bir ivme vardı. bu salgın süreci sadece ülkemizde değil, tüm dünyada baktığımızda hem aktif oyuncu sayısını ciddi anlamda arttırdı, hem de oyun içi para harcamanın ciddi anlamda arttığını görüyoruz.
Espor Olimpiyatlara girecek mi?
Ben esporun olimpiyatlara entegrasyonu sürecinin hızlı bir şekilde hayata geçeceğine inanlardanım. Bununda en büyük sebebi genç jenerasyona baktığımızda geçmişe göre olimpiyatlara ilgi ve alakanın azaldığını görüyoruz. Tekrardan gençlerin ilgi ve alakasını olimpiyatların üzerine çekmek için bu projenin hayata geçeceğini düşünüyorum.
beIN Sports’un espor maçları yayınlama durumu
Devamlı iletişim halindeyiz bir aksilik olmazsa EvdeKal Kupası’nın Finalini ekranlara taşımak istiyoruz. Zaten TESFED Vodafone Freezone Türkiye Kupası’nın final ayağını müsabakayı beIN Sports’la anlaşarak ekranlara taşımıştık.
19 Mayıs TESFED Gençlik Kupası
EvdeKal Kupası ilk üç haftanın finalistleri zaten belli olmuştu. Bu haftanın finalistleriyle beraber önümüzdeki hafta turnuvaya son vereceğiz. ilk kez burada söylemiş olalım, 19 Mayıs TESFED Gençlik Kupası etkinliğini yakında duyuracağız.
Espor oyuncusu olmak bir kariyer midir?
Kesinlikle kariyerdir. Bugün esporun geldiği noktada artık diğer spor branşlarından çok farklı bir dünya görmüyoruz. Yeteneğinizi, tecrübenize bağlı olarak maddi, manevi çok tatmin edici bir dünyanın oluştuğunu artık söyleyebiliriz. Bu yolda ilerlemek isteyen arkadaşlar, gençler eğer gerçekten yetenekleri varsa üzerinde çok çalışarak iyi yerlere gelebilirler. Sadece oyunculuk olarak da düşünmeyelim menajerlik olur, koçluk olur, analist olur, yayıncılık olur, yorumculuk olur bir çok farklı alan var. Herhangi bir spor branşında ne görüyorsak burada da benzer sorumluluklar üstlenebileceğiniz alan var. Önemli olan gerçekten burayı sevmeleri, ilerlemek istemeleri. Burayı hobi olarak değil, gerçekten bir mesleki hedef olarak görebilirler.
Milli esporcular gelecek mi?
Bizim federasyon tarafındaki yaptığımız etkinliklerde ilerleyen süreçte ülke temsilcisi için turnuva düzenliyor olacağız. Yarının gündemi esporun milli takımları olacak. Farklı farklı oyunlarda bir çok milli esporcu göreceğiz.
Milli Eğitim Bakanı ile planlarınız neler?
Geçtiğimiz yaz aylarında başlayan süreç ile Millî Eğitim Bakanlığı’yla bir protokol imzaladık. Bu protokol liseler noktasında espor ilgisinin artması. İlk etapta Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk ile beraber hayata geçireceğimiz liseler arası espor turnuvası olacak. Espor pivot bölgelerde lise müfredatına girebilir. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk gerçekten espora inanıyor, gençlere güveniyor ve esporun eğitimde önemli bir yeri olacağını düşünüyor. Bu yıl yapacağımız ilk etkinlik aslında esporla lise eğitimini yan yana getirmiş olacağız. Lise tarafından 800 bin öğrenciye dokunacağımızı düşünüyoruz. Esporcu kariyeri bir çok kariyere göre daha erken yaşlarda başlıyor. Lise bu kariyeri şekillendiren bir yer olacak.
Federasyon olarak bilgisayar başında geçirilen süreyle ilgili bir çalışmanız var mı?
Bu konuyu biz hem eğitim kurulumuzla hem de sağlık kurulumuzla devamlı konuşuyoruz. Bunla ilgili hazırladığımız ön çalışmalar da mevcut. Yakın zamanda kamu ile paylaşıyor olacağız. Bugünün rekabetçi dünyasında sadece espor ile ilgili değil, herhangi bir yerde başarılı olmak istiyorsanız, çok çalışmanız gerekiyor. Çok çalışarak bu rekabetçi ortamdan sıyrılmanız gerekiyor. Bu espor içinde geçerli. Esporda bir kariyer hedefiniz varsa çok çalışmanız lazım. Ama tabi ki gençlerimizin çok çalışırkende kendi eğitiminden, kendi sağlıklarından ödün vermemesi bizim federasyon olarak en hassas olduğumuz noktalardan bir tanesi. Biz federasyon olarak bilgisayar başında tabi ki çok fazla zaman geçirilmesine çok sıcak bakmıyoruz.
“Çok oyun oynuyor olmanız çok iyi bir esporcu olmanız anlamına gelmiyor.”
İyi bir futbolcu gerçekten her gün olması gerektiğinden fazla spor yapıyor, antrenman yapınca nasıl zararlı oluyorsa bilgisayar başında fazla vakit geçirmek gençlerimiz için tehlikeli. Bu hassasiyeti her yerde dile getiriyoruz. Bunun üzerinde vurgu yapıyoruz çünkü çok oyun oynuyor olmanız çok iyi bir esporcu olacağınız anlamına gelmiyor. Profesyonel esporculara baktığımızda zaten böyle bir sorun olmadığını görüyoruz. Profesyonel takımlarda, kalkma saatleri belli, antrenman saatleri belli, beslenme saatleri belli, fiziki anteman saatleri belli olmuş oluyor.
Federasyon olarak milli takımımız var mı?
Milli takım meselesi yeni yeni hayatımıza giriyor. Özellikle Avrupa Espor Federasyonu’nun hayata geçmesi, bunun bir parçası olmamız ve burada düzenlenen etkinlikler var milli takım bazında. Aslında bu sene itibari
ile espor milli takım olarak ilk temsiliyetlerimizi sağlayacağımızı söyleyebilirim. Farklı farklı etkinlikler olacak. Salgın sebebiyle erteleme olmazsa, veya salgın sebebiyle online ortamlara da taşınabilir. Aslında bizim de espor olarak en büyük şansımız bu. Fiziki etkinlikler iptal edilebilir ama biz meseleye online olarak devam edebiliriz. Süreç bunu belirleyecek ama milli takım itibari ile turnuvalar bu yıl bizim açımızdan başlar diye tahmin ediyoruz. Orada da aslında milli takımlar belirlenirken, ülkemizde yaptığımız müsabaka ve çıktılardan biz bu sonuçları alma
hedefindeyiz. Yani FIFA tarafında bir Dünya Şampiyonası veya Avrupa Şampiyonası olacak ise, biz kendi düzenlediğimiz TESFED #EvdeKal turnuvası gibi turnuvalara katılan başarılı arkadaşlarımızı milli takıma seçerek ülkemizi temsilen yurt dışındaki müsabakalara gitmelerine özen gösteriyor olacağız.
Genel olarak hangi oyunları takip ediyor, oynuyorsunuz?
Konumum gereği her oyunu oynuyor ve takip ediyorum. Küçükken arkadaşlar ile Counter-Strike oynuyorduk. Şuan daha çok futbol ile ilgileniyorum FIFA oynuyorum.
FIFA mı PES mi?
Bu tamamen oyuncuların tercihi. Biz federasyon olarak ilk etkinliğimizde FIFA’ya yer verdik. Bunun da sebebi aslında kitle ve talepti. FIFA’ya daha fazla talep vardı. Espor kulüplerinin de PES’ten çok FIFA için yapılandığını görüyoruz. Talep orada daha fazla olduğu için FIFA yaptık. Ama bu demek değil ki PES tarafında turnuvamız olmayacak.
Federasyon neler yapıyor?
Yönetim kurulumuzun onaylanması ile birlikte aslında 1.5 yıldır espor için koşturuyoruz. İyi bir başlangıç yaptık. Olmayan bir sektörü ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Bu manada 2019 sonu itibariyle etkinliklerimizi hayata geçirmeye başladık. Yurt dışında özellikle çalışmalarımız oluyor. Bizim buradaki amacımız Türkiye’deki esporun gelişimi, sağlıklı ve kalıcı olması.
Türkiye’de oyun sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de oyun geliştiriciliği anlamında çok yetenekli başarılı arkadaşlarımız var. Çok başarılı şirketlerimizde var. Bu manada üretim noktasında da ülke olarak daha da fazla söz sahibi olacağız. Oyun ile espor arasında çok ince bir korelasyon var. Ben şuna benzetiyorum; işte mahallede futbol oynadığımızda futbolcu olmuyoruz, ama futbolculuğa giden yol mahallede futbol oynamaktan geçiyor. Aynı korelasyon oyun ile espor arasında var. Yani oyun oynadığımızda esporcu olmuyoruz ama esporculuğa giden yol oyun oynamaktan geçiyor. O yüzden de oyunun gelişimi demek esporun gelişimi demek. Türkiye’de oyunun gelişimi demek Türkiye’de esporun gelişimi demek. İkisi de birbirini olumlu manada tetikliyor.
Dünyada obezite ciddi anlamda endişe uyandırıyor
Özellikle bilgisayar ve oyunla bağdaştırılmasını doğru bulmuyorum. Obezite genel bir problem. Şuna benziyor işte kitap okurken de hareketsiz kalıyoruz, kitap okumakta mı obeziteye sebebiyet veriyor veya film izlerken de hareket etmiyoruz aynı şekilde film izlemekte mi obeziteye sevk ediyor. Mesele film izlemek, kitap okumak, oyun oynamak değil. Esporun artık dönüşümü ile beraber bunu da aslında engellediğini düşünüyorum. Mesela bir örnek vermek gerekirse Türkiye’ye gelmiş olan Hado diye bir oyun. Taktığımız VR gözlükle hareket ettiğimiz, çocukluğumuzda oynadığımız yakar topa benzer bir oyun. Enerji tükettiğimiz, kalori yaktığımız bir espor oyunu. Espor artık sadece bilgisayar başında dahil
olduğumuz bir alan olmaktan çıkıyor. Hareket edilmenin entegre edilmesiyle farklı alanlarla karşımıza çıkabiliyor.
VR ilgili bir çalışmanız var mı?
Hado örneği gibi oyunların daha da artacağını göreceğiz. Dijital ile hareket etmeyi iç içe geçirmiş, VR gözlükler ile hareket ederek espora dahil olduğumuz farklı oyunlar sayısal olarak artacak. Bu da en çok eleştiri aldığımız obezite olsun, hareketsiz kalmak olsun sorunsalları da aşacak örnekler olacağını düşünüyorum.
“10 yıl sonra ne olacağını bilemeyiz.”
Nereye gideceğimize hep beraber tanıklık edeceğiz. Şu an geldiğimiz noktayı birisi 15 yıl önce deseydi böyle bir noktaya geleceğiz, dünyada espor diye bir şey türeyecek Fenerbahçe’si, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı, Manchester United’ı espor takımları kuracak. Bu mana da taraftarlar olacak. Yayıncılar bu içeriğe sahip olmak isteyecek. Çok ciddi taraftar kitlesi olacak. Reklam verenler burada yatırım yapmak için birbirleriyle yarışacak. Ülkelerde federasyonlar kurulacak. Bunların hepsine hayal derdik. Ama geldiğimiz nokta tam olarak bu. Bu yüzden bundan 10 yıl sonra 15 yıl sonra da çok daha farklı yerlerde olacağız. Ama bu farklılığın boyutunu hep beraber ömrümüz yeterse görüyor olacağız.