İstanbul Barosu’nun canlı yayın etkinliği ”Espor’a Genel Bakış” 14 Mayıs Perşembe günü yapıldı. Moderatör Av. Sahra Simay Günalp‘in sunumu ile gerçekleşen canlı yayına, Maltepe Üni. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda TESFED Yönetim Kurulu Üyesi Mete Tevetoğlu‘nun yanında, kendisini NBA maçlarından ve VFŞL yorumcusu olarak tanıdığımız sosyal medyanın neşeli ismi Kaan Kural katıldı.
Saat 21:00’da başlayan canlı yayın bir buçuk saat sürdü. Bu esnada yaklaşık 1000 izleyici yayına katıldı. İlk dakikalarda esporun tarihçesi ve gelişiminden bahsedilirken, TESFED’in planları konuşuldu. Son kısımda soru-cevap yapıldı ve program bitirildi. Sizler için öne çıkan başlıkları derledik.
Maltepe Üni. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda TESFED Yönetim Kurulu Üyesi Mete Tevetoğlu‘nun açıklamalarından öne çıkanlar;
”Espor, spor mu sorusunu çoktan geçtik.”
Spor olamayı geçti, federasyonlar kuruldu. Olimpiyatlara girecek seviyeye geldi. Avrupa Espor Federasyonu’nun kurulması çok önemli. 23 ülkenin katılımıyla kuruldu. Türkiye’de burada ön ayak olmuş ülkelerden biri.
”Pandemi sürecinde toplam oyun satışları %65 oranında artmış.”
Federasyon ile kurullar oluşturuldu ve mevzuat çalışması yapıldı. bu mevzuat çalışmasında da önemli nitelikteki çalışmalar yapıldı. Bunlar hakem talimatı, esporcular için lisans, tescil, vize, transfer talimatı, özel espor salonları için yeterlilik belgesi talimatı, sporcu lisans tescil vize yönetmeliği, il temsilciliği yönetmeliği ve antrenör eğitim yönetmeliği gibi önemli düzenlemeler var.
Öte yandan okuduğum bir makaleyi sizinle paylaşmak istiyorum. Pandemi sürecinde dijital oyun satışları %52 artmış, konsol satışları %155, toplam oyun satışları %65 oranında artmış. Oyunlarda günlük aktif kullanıcı sayısı da %40 ile %50 arasında artış göstermiş. Oyun dünyasının çok büyük bir kitleye hitap ettiğini görmek mümkün. Keza espor da azımsanacak, küçümsenecek bir başlık değil. Burada önemli olan önümüzdeki 10 yılda veya 20 yılda esporun büyüyerek katlanarak gelişeceği. Elektronik sporun klasik sporlardan daha fazla izlendiği, daha büyük bir gelir sağlama ihtimallerine sahip olduğu çok açık.
”Türkiye, ben de varım diyor.”
Ülkemizin genç popülasyonlarının, buna ilgi duyanların uğraşacakları, kulüpleşecekleri, uluslararası turnuvalara katılacakları ve ülkelerin tanıtımını yapacakları, ülkeye bir rekabet alanı sağlayacakları bir başlık halinde teşvik edeceğiz. Bu zamana kadar atılan adımlar, mevzuatların oluşturulması, federasyonun hamleleri, Türkiye için ben de varım dedirtiyor.
”Esporun çözmesi gereken bir numaralı mesele bu.”
Yabancı bir oyun olabilir ya da Zula gibi Türk yapımı olabilir, bütün bu oyunlar hukuksal açıdan baktığımız zaman bir eser vasfında. Bir veya bir kaç kişinin meydana çıkarttığı bir ürün söz konusu. Klasik sporlar gibi herkes tarafından kolayca oynanabilecek, kaydedilebilecek, çoğaltılabilecek, yayınlanabilecek, turnuva yapılabilecek bir varlık söz konusu değil. Bu durum nasıl değişebilir? Esporun çözmesi gereken bir numaralı mesela bu. İki yolu var. Mevcut yayıncılarla ve oyun şirketleri ile yapılacak anlaşmalar ve lisanslarla ilgili anlaşmalar ile çözülebilir.
Moderatör Av. Sahra Simay Günalp’in, Kaan Kural’a yönelttiği soru;
”Kendi özkaynaklarımız ile kendi oyunumuzu çıkabilir miyiz? Kaan Kural’ın bu konu hakkında fikirleri nelerdir?”
Bütün paydaşlar yaratılmadan ve ciddi bir yatırım olmadan yapamayız. Hadi diyelim devlet 500 milyon lira bütçe ayırsa bile bunu yapabilecek elemanımız yok. Bu yüzden imkansıza yakın diyebilirim. Varolan oyunların, kendi dokunuşlarımızla fark yaratabilecek ögelere dönüştürülmesi gerekiyor. Biraz yerli otomobil sürecine benziyor. Mühendisliğin %80-85 aynı olsa bile farklar belirliyor. Mesela dün Unreal Engine 5 motorunu gördük ilk defa, hani Türkiye diğer bölgeler ile birleşip 10 milyar dolar gibi bir para da ayırsa yapılamaz yani. Bunu yapabilecek mühendisler yetiştirmek için 40 yıllık yatırım lazım. Nerede duracağımızı ve nereye yatırım yapacağımızı bilmek lazım. Mobil oyun sektörü dijital oyun sektörüne göre çok daha büyük bir hızla büyüyor. mesela daha düşük bütçe ve daha yaratıcılıkla çözebileceğimiz, daha nokta atış, daha niş alanlara yönelmeliyiz.
Mete Tevetoğlu‘nun konu hakkında ekledikleri;
Esporda kalıcı başarılar elde edebiliriz. Biz üretici mi olacağız, tüketici mi yoksa bu iki unsurun tamamının ortaya koyduğu ürünlerin rekabetçisi mi olacağız, bunu planlamamız lazım. Hepsini aynı anda yapamayız. Birini iyi yaparsak yeter. Klasik spor dallarında eşit rekabet şartlarına sahip değiliz. Ancak esporda herkes başlangıç çizgisinde ve eşit rekabet şartlarına sahibiz.
”Çocuklarınız esporcu yapın!”
Bilgisayar başında sabit oturan insan görselinin yaratmış olduğu ön yargıdan kurtulmamız lazım. Çünkü öyle antremanlar, öyle beslenme programları var ki bilmeyen bir insan bunları görse şok olur. 24-25 yaşında kariyeriniz bittiği için erken yaşlarda buna yatırım yapılması lazım. Ülkemiz şuan 80’lerin Rusya’sını keşfetmeye çalışıyor, herkes çocuğuna piyano veya keman öğretiyor. Bende diyorum ki hayır bunlara gerek yok çocuklarınızı esporcu yapın. Çünkü çocukların yatkınlıkları bu ve gelecek burada. Tıpkı 80’lerde futbolcu olmak isteyen çocuklara, hayır orada para yok doktor ol avukat ol, denilmesi şu an nasıl algılanıyorsa 20 yıl sonra da esporcular için aynısı yaşanacak. İnsan tarihten ders çıkarıp değişimi ve gelişimi görüp buna göre plan yapmalı.
Canlı yayının son kısmandaki soru-cevap etkinliği;
”Türkiye’de önde gelen spor kulüplerinin espora yönelmesi gecikti mi? (Ayrıca Kaan Kural’ın mahlasını kullanarak selam gönderdi.)”
Kaan Kural: Geç kaldı diyemeyiz. Tabi ki öncü olanlar var bir taraftan ancak şu an başlasak bile geç kaldı diyemeyiz. Amerika önce uyandı ama Avrupa daha muhafazakar bakıyor olaya. Türkiye’deki spor kulüplerinin çoğu öncü olamadı ancak geç kaldı diyemeyiz.
Dijital mahlaslara da değinecek olursak, mesela Thomas Anderson kim desek kimse bilmez ama Neo dediğimiz anda herkes Matrix olduğu anlıyor. Çünkü dijital dünyadaki ismi Neo idi ve öyle kaldı. Yine dünyanın en popüler 100 sporcusu arasında olan Faker’ı söylesek herkes bilir ancak gerçek ismini kimse bilmiyor. Bu bir kültür haline bir değer haline gelmeye başladı.
”Espor sözleşmeleri normal sporculara yapılan gibi mi?”
Mete Tevetoğlu: Kulüple sporcu arasında yapılan bir sözleşme. O yüzden diğer sporcularla yapılanla bir alakası yok. Zaten oturmuş bir sözleşme yapısı da bulunmuyor.
”Espor yaş, cinsiyet, coğrafi konum vb. özelliklerin göz ardı edercesine kültürler üstü bir noktada. Bilgisayar başında herkesin aynı şartlarda spor yapmasını sağlıyor. Kaan Kural bu konu hakkında ne düşünüyor?”
Kaan Kural: Dijital oyunlar kadar sosyal eşitleyici bir şey daha bulamayız. Örnek vereyim oyuna girdiğimiz zaman, Kayseri’de 12 yaşında öğrenciden Konya’daki insana veya 40 yaşında yorumcusundan 50 yaşında hekim olan arkadaşa kadar herkes var. Kız erkek fark etmiyor. Mesela Dota 2’nin en iyi oyuncusu Pakistanlı bir göçmen ailenin çocuğu.
”Kulüpleri espora yönlendirmek, teşvik etmek için federasyonun çabaları var mı?”
Mete Tevetoğlu: Federasyonun temasları var. Her kulüple görüşüp liseler bazında liglerin kurulması hedeflerimizden bir tanesi.
”Güney Kore ülkesinin esporda başarılı olmasının sebepleri nelerdir?”
Kaan Kural: Bir çok sebebi var ama net açıklamak kolay değil. çünkü bu ülke diğer ülkelerden çok ayrı bir noktada. Orada esporun bakanlığı var artık o durumu gelmiş. Bizde AVM, kafe neyse orda internet kafeler öyle. Biraz da Güney Kore’nin çok fakir bir ülkeden çok zengin bir ülkeye bir anda geçmesi, dijital alemi popüler kıldı. Çok hızlı dijitalleşmesi onları kolay kanalize etti.
Webinar Espor Semineri: “Geleceğin Yatırımı E-Spor” Gerçekleşti