Singapur‘da düzenlenecek Olimpik Esport Haftası öncesinde, espor antrenörü Mia Stellberg, yazdığı bir makalede espor alanında duygularınızı kontrol etmenin önemini vurguluyor.
Duygular, espor alanında dikkat dağıtıcı bir etkiye sahip olabilir. Duyguları kontrol edememek, gereksiz stres yaratmanın yanı sıra odaklanma yeteneğinizi engeller ve performansınızı olumsuz etkiler. Bu da daha fazla duygusal tepkiyi tetikleyerek kısır bir döngü oluşturabilir.
Bu tür durumlara düşmekten kaçınmak için geri çekilmek ve insanların genellikle mantıklı bir şekilde ele alabilecekleri durumlarda duygularına başvurduklarını fark etmek önemlidir. Duygusal ve rasyonel düşünme arasındaki farkı ayırt etmek ve doğru olan yönleri önceliklendirmek net ve odaklanmış bir zihin sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Profesyonel oyuncular, zihinsel faktörlerin toplam oyun sonucunda %50 ila %80 oranında etkili olduğunu kabul etmektedir. Bu nedenle başarılı oyuncular, duygularını etkili bir şekilde yönetme becerisine sahiptir. Duygusal düzenlemeyi pratiğe dökerek oyuncular performanslarını önemli ölçüde artırabilir ve daha iyi bir kontrol duygusu kazanarak gerçekten önemli olan konulara odaklanabilir.
Oyuncular genellikle başarısızlık riskine karşı duyguları yerine sadece görevlere odaklanma hatasına düşerler. Buradaki kilit nokta, oyun sırasında anlık olarak odaklanmak ve bir sonraki adımlara odaklanmaktır. Oyuncular bu odak seviyesine ulaştığında engeller ortadan kalkar ve karar verme süreçleri duygulardan arınır. İyileştirilmiş odaklanma sonunda, daha iyi karar verme yetenekleri ve daha hızlı tepkiler gibi oyuncuların arzu ettiği beceriler ortaya çıkar.
Duygu düzenleme, oyuncuları olası stres faktörlerinden koruyan ve performanslarını artıran bir kalkan görevi görür. Bu, oyuncuların “zin” olarak bilinen optimal performans durumuna girmelerine olanak tanır. Kararlı bir ruh hali sürdürmek ve uzun süre boyunca “zinde” kalmak, yüksek performans seviyelerini sürdürmeyle doğrudan ilişkilidir. Bunun için seyirciler, diğer insanların tepkileriyle ilgili endişeler veya hata yapma korkusu gibi dikkat dağıtabilecek dış etkenleri göz ardı edebilmek önemlidir. Bu tür düşüncelere izin vermek, sadece odaklanmayı azaltmakla kalmaz aynı zamanda performansı düşüşüne sebep olur.
Oyun boyunca sürekli bir odaklanma sağlamak için, zihinsel eğitimi önceliklendirmek önemlidir. Mia Stellberg, oyuncuların düşüncelerini, korkularını ve endişelerini bağlamına oturtarak ele almalarına olanak tanıyan bir teknik önermektedir. Bu teknik, oyuna başlamadan önce bir ısınma egzersizi olarak kullanılabilir.
İşte Mia Stellberg’in önerdiği o yöntem:
Bu haber Olympics.com’dan esinlenerek yazılmıştır.