90’ların oyunlarını özleyen, onların estetiğini ve ruhunu yeniden yaratmak isteyen bağımsız yapımcılar, kendi köşelerinde güzel işler çıkartmaya devam ediyor! Bunlardan birisi de, geçtiğimiz günlerde çıkışını yapan Pseudoregalia. Pseudoregalia, 3 boyutlu bir Metroidvania oyun olarak piyasada yerini edindi. Çıktığı günden beri, henüz 1 hafta bile geçmiş olmamasına rağmen, yaklaşık 1000 adet Steam inceleme sayısı ile ‘’Son Derece Olumlu’’ derecesine ulaşmayı başardı bile. Ülkemizde ise 65 TL gibi bir fiyatla, günümüz için uygun bir fiyatlandırmaya sahip kendisi.
Oyun aslında 19. Metroidvania game jam etkinliği için tek kişi tarafından geliştirilmişti. Fakat başarısının arından Steam’e de çıkmaya karar verdi. Game jam versiyonundaki atmosferi korurken yeni bölümler, düşmanlar, hikaye ve görsel bir revizyon ile oyuncular ile buluştu.
Pseudoregalia Hakkında
Pseudoregalia, göz alıcı grafiklere sahip desek yalan olur. Fakat zaten nostalji kuşağı kategorisinden çıkış yaptığı için bu konuda yermek de yanlış olur. 90’ları özleyen oyuncular için görsellerin çekici olduğu, hatta ilaç gibi gelecek bir oyun da denebilir hatta. Çünkü Nintendo 64 neslinin bir oyunu gibi gözüküyor kendisi. Böyle minik bir oyun olması dolayısıyla da, neredeyse her bilgisayarda çalıştırabiliyoruz oyunu.
Grafiklerinin yanı sıra, oynanışı ile oldukça dinamik gözüküyor Pseudoregalia. Daha çok mobilite üzerine oynanışını kurmuş, bol platformlu bol parkurlu bir ilerleyişi var. Oyunda duvarlardan duvarlara zıplıyor, çeşitli artistik hareketlerle engelleri aşıyor ve bölümleri tamamlıyoruz. Gösterilen videolardaki ağırlığın platform kısımlarında olmasından, oyunun en güvendiği tarafı burası gibi gözüküyor.
Fakat tanıtım yazılarının birisinde ”bildiğiniz, klasik metroidvania aksiyon deneyimi!’’ diye de tanımlıyor kendisini. Oyunda aksiyon da mevcut yani. Karakterimizin elindeki sopa ile düşmanlarla mücadele edeceğiz. Parkur hareketlerini dövüşlerde de kullanabilecek, bu sayede daha akıcı bir oynanış elde edebileceğiz. İlginç estetiği ve sanat tasarımı olan düşmanlar da oldukça eğlenceli gözüküyor.
Açık uçlu bölüm tasarımlarına sahip oyunda, enteresan bir anlatı da mevcut. Oyun boyunca ‘’asil yaşamın sapkın bir görüntüsü’’nü keşfedeceğiz, dünyasının çürümüşlüğüne tanık olacağız ve içindeki ”zavallı ruhlara” yardım edeceğiz.
